Bir mermer kütlesinden eksiltilen parçalar o taşı sanat eserine dönüştürür. Mermerde tüm olasılıklar mevcuttur. Heykeltıraş o olasılıkların en güzel halini keşfeder, gerekli parçaları kütleden ayırır ve mermer bedenlenir.
Tıpkı embriyonik gelişimde perdeli bir elden biçimlenmiş parmaklara giden yolun, hücrelerin eklenmesi ile değil yontulup çıkarılmasından yani eksilmesinden geçtiği gibi. Apoptozis denilen kitlesel ölümler embriyonik gelişim ve erişkin dokunun yaşamının sürdürülmesi için son derece önemlidir.
Aynı durum beyin için de geçerlidir. Beynin gelişimi sırasında üretilen nöronların büyük bir bölümü ihtiyaçtan fazlasıdır. Bu nedenle planlı hücre ölümleri gerçekleşir. Ayrıca tüm yaşam sürecinde beyin az kullanılan bağlantıları “sinaptik budama” denilen sistemle eler. Beynin sağlıklı çalışması için bu sistem gereklidir.
Yaşamın tümü birbiriyle öyle örtüşür ki!
Güvenli ortam arayışı içinde olan bizler sevdiklerimizin hayatımızın belli bir yerinde durmasını isteriz. Onlar adeta birer parçamızdır; ebeveynlerimiz, sevgililerimiz, dostlarımız yaşamımızda öngörülebilir yerdedirler.
Ebeveynin ölümü, bir dostluğun ani bitişi veya sevgiliden ayrılma durumlarında ise öngöremediğimiz bir dünyanın içinde buluruz kendimizi. Ne yapacağımızı, onsuz nasıl yaşama tutunacağımızı, gidenle boşalan yeri nasıl dolduracağımızı bilemeyiz.
Ayrılıklarda kalan ile giden arasındaki bağ ne kadar güçlüyse gidenin yokluğunun vurduğu darbe o kadar güçlü olur. Birinin yokluğuyla baş etmek zordur elbet. Anılar acıları katlasa da insan kendini sevdiğinin olmadığı bir dünyaya alıştırmak durumundadır; bütünüyle ölmemek için.
…ve zaman anılardan acıları süpürür, ümitler silikleşir, özlem günlük koşuşturmaların arasına dağılır, sessiz bir kabulleniş başlar ve insan baş köşeye oturttuğu hüznüyle yaşamada ustalaşır.
Birileri eksildikçe çoğalırız kendimize.
Her neyse! Belki bugün avuntu ama eksilmek iyidir cancağızım. Bir ağacın dallarından yükselen yapraklar gibi özgürleştirmek parçalarımızı.
Bırak giden kanatlansın semaya, sen kök sal kendi toprağında.
Giden özgürleşir, kalan ise özleşir.
… ve insan kederiyle gülümsemeyi de öğrenir.
Yorumlar