Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG, hem şort hem de tribün sponsoru oluyorsa…
Taraftarların yine her zaman olduğu gibi tribünleri dolduruyorsa…
Maçını ikinci kez ulusal bir kanal canlı olarak yayınlıyorsa…
Taraftarların “fair-play” ödülü alıyorsa…
Türkiye Futbol federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, “Yahu Bursa’da ne oluyor” diye merak ederek maçını izlemeye geliyorsa…
Sen hangi ligde olursan ol gerçekten çok büyüksün Bursaspor.
Maçın hakemine gelince…
Bence gereksiz yere “ben kart gösteren hakem değilim” izlenimi verdi.
O nedenle oyun hem gereksiz sertleşti hem de gerildi.
Maçın ilk 45 dakikasında konuk Karşıyaka’nın bariz üstünlüğü vardı.
3-4 tane net pozisyonları vardı kullanamadıkları.
Kontra atakları ve Bursaspor’un top kayıplarını iyi değerlendirdiler.
İzmir ekibinin final pasları ve son vuruşlarında başarılı olamaması Bursaspor’un lehineydi.
Maçın ikinci yarısında Bursaspor daha derli toplu bir oyun sergiledi.
İzmir ekibi oyunu daha fazla kendi alanında kabul ederken, kalabalık savunma ile oyunu kilitlemeye çalıştı.
Maçın hakemi evet sertliğe müsaade etti ama bari bariz elle oynanan topu ve penaltı pozisyonunu görseydi.
Bursaspor’un 65’nci dakikadaki atağında Karşıyakalı İsmail Güler’in eline isabet eden topa dünyanın her yerinde penaltı çalınır.
Ama maçın hakemi Emre Kaan Çalışkan “devam” kararı verdi buz gibi penaltıya.
Evet penaltı verilmedi…
Evet Bursaspor ikinci yarıda daha etkiliydi ama…
Kazanmayı hak edecek bir oyun sergilemedi Bursaspor doğrusu.
Hele alınan 1 puanda kaleci Anıl Atığ’ın rolünün büyük olduğunu düşünecek olursak…
Kazansaydı iyiydi ama beraberlik de fena sonuç değil.
Hele, son haftalarda yaşadığı çalkantılı döneme rağmen rakip Karşıyaka’nın çok iyi bir kadroya sahip olduğunu düşünecek olursak.
Artık top Bursaspor yönetimi ve teknik heyetinde.
İkinci ile arasında puan farkı iyi ama öyle “şampiyonluk garanti” denilecek düzeyde değil.
O nedenle bu takıma takviye şart.
Eğer iş bitirici oyuncular eklenirse Bursaspor’un önünde kimse duramaz.