SON DAKİKA
Hava Durumu

Toplumsal Cinsiyet Tuzağı

Yazının Giriş Tarihi: 19.04.2022 00:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.04.2022 12:30

Gökkuşağı renklerimizi, kreşteki çocuklarımızı geleceğimizi çalıyorlar.

Biz ayakta uyurken oluyor hepsi…

Sevgi, onur, aşk, paylaşmak, iyilik gibi kavramlar kullanılarak ‘’insan nesli’’ bozuluyor. 

Son derece kötücül ve arkasında devasa bir küresel finansman olan

LGBT örgütlenmelerinden bahsediyorum. 

LGBT örgütlenmeleri ile alakalı konvansiyonel medya ya da sosyal medyada eleştirel bir cümle kuramıyorsunuz.

Anında nefret suçu etiketiyle hesabınız kapatılıyor.

Korkunç bir linç saldırısı ile sesiniz boğuluyor.

Ben doğuştan Yaradan’ın bana bahşettiği cinsiyetle barışığım, ilişki kadın ve erkek arasında olur, insan neslinin devamı için sağlıklı olan budur diyemiyorsunuz.

Doğal ve doğru olanı bile savunma hakkınıza çöken küresel bir çeteyi her gün evimize kendi elimizle sokuyoruz. 

Tehlikede olan yalnızca biz değiliz tehdit küresel.

Sinema, dizi, sosyal medya vasıtasıyla her eve giriyorlar.

Amerika’nın sinema devi Hollywood içinde LGBT’li bir figür olmayan eser üretmiyor.

Ve Hollywood’da kotarılan LGBT propagandası her din ve ırktan insanın evine sinsice giriyor.

 

Yalnızca dizi ve sinema sektörü değil aynı zaman da müzik ve sosyal medya fenomenleri de LGBT için çok yaygın bir propaganda malzemesi olarak kullanılıyor.

Buraya kadar kabaca özetlediğim kısım herkesin malumu olan bilgiler.

Ben size maalesef ülkemizde eğitim kurumlarına hatta okul öncesi çocuklara kadar indirilen cinsiyetsizleştirme operasyonlarından bahsetmek istiyorum.

Tarlabaşı Toplum Merkezi ismi altında faaliyet gösteren İBB’ye bağlı oluşum kreş grubuna LGBT eğitimi veriyor.

Yalnızca o mu neredeyse 67 kadar CHP’li belediye çocuklara benzer eğitim veriyor, LGBT için özel bütçe ayırıp, örgütlenmeleri destekliyorlar.

Şişli Belediyesi ilk LGBT kültür merkezini açtı.

İzmir büyükşehir belediyesi girişini LGBT renklerine boyatarak desteğini ilan etti.

HDP’li siyasiler ve belediyelerde de benzer pek çok faaliyet mevcut. Özellikle göçmen, Suriyeli, Roman, alt gelir düzeyindeki ailelerin çocukları hedefte.

Belediyeler toplum merkezi adı altında dezavantajlı çocukları hedef alırken, avantajlı gruplar için de bazı özel kolejler, özel üniversiteler devreye girmiş görünüyor.

Son zamanlarda dikkatimi çeken birkaç kurumdan kısa kısa bahsetmek istiyorum. 

Uğur Özel Okulları, Bahçeşehir Kolejleri, Sabancı Üniversitesi gibi birkaç kurumun sosyal medya paylaşımlarından destek verdikleri organizasyonlar ve düzenledikleri etkinlikler oldukça dikkat çekici.

Bahçeşehir Koleji ve Semra Yücel Vakfının sosyal medya paylaşımlarını sizler için derledim:

https://www.edirnegazetesi.com.tr/bahcesehir-kolejinde-toplumsal-cinsiyet-esitligi-hareket-lansmani-gerceklesti/25180/

https://fb.watch/ckHliMyO_Q/

https://twitter.com/bahcesehir_k12/status/1355461714586775552?s=24&t=GZsCjhHHtxlUKJYOpRsEHg

https://twitter.com/bahcesehir_k12/status/1511329001297657861?s=24&t=GZsCjhHHtxlUKJYOpRsEHg

https://twitter.com/dbcocukhaklari/status/1447971400346656768?s=24&t=Zc3LjBUt48CfvrkRvEL2bA

https://twitter.com/dbcocukhaklari/status/1447971400346656768?s=24&t=Zc3LjBUt48CfvrkRvEL2bA

https://twitter.com/kanalsiyasal/status/1514359076288970758?s=24&t=QTV9ErleNpSWSR0pzkDVYw

https://twitter.com/adoganvakfi/status/1513939395195412483?s=24&t=HQThuvzEIwBvq2T7ZS69XQ

https://twitter.com/ugurokullari/status/1500772741137395714?s=24&t=YpnB_tYVKlRGSVMmTdfVMA

https://twitter.com/filizec/status/1048285758359044098?s=24&t=Yw9_NR0Bveo-EchZzsFAxg

Özellikle “Dünya vatandaşlığı”, “Cinsiyet eşitliği” başlığı altında yapılan organizasyon ve panellerle hedef: köksüz, kimliksiz, vatansız, kafası karışık, idrakı bulandırılmış nesiller hedef alınıyor gibi.

Bu organizasyonlara ciddi bir fon desteği verilmesi de çok dikkate değer.

Tıpkı bazı medya kuruluşlarına aktarılan milyonlarca dolarlık fon desteği gibi bu tarz eğitim kuruluşlarına da farklı uluslararası dernek ve kuruluşlardan da fon aktarılıyor.

ABD’den ya da Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden STK’lar ve sözde insan hakları derneklerinin kesenin ağzını böyle cömertçe açması da sorgulamaya değer bir mesele.

Faaliyetleri bakımından Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı, denetlenebilir kurumlar olması gereken okullar, kolejler, dernek ve vakıflar burnumuzun dibinde neler yapıyor farkında mıyız?

Çok ama çok dikkatimi çeken bazı on-line paneller ve yüz yüze eğitimlerde sözüm ona psikolog ve çocuk psikiyatri uzmanı olan kişilerin pervasızlıkları dudaklarımı uçuklattı.

Bir panelde tesettürlü bir psikolog hanım ‘’3 yaşında bir çocuğun istediği cinsiyeti seçme hakkı’’ olduğunu savunuyordu.

Benim için daha ürkütücü olanı ise resmi olarak psikiyatri derneğinde yönetici olan bir çocuk psikiyatristin de aynı şeyi savunması oldu.

O psikiyatriste göre doğuştan gelen cinsiyetin hiçbir anlamı yok. 

Bu konuda yazılacak çok şey var. Bu yazıdan sonra gelecek olan lince hazırım. İnsanlığın geleceği için ülke yönetimlerinin uyanması şart.

Ana babaların uyanması şart.

Tehdit, terörden çok daha büyük.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.