Batı adamı, insanı nesneleştirdikten sonra, vahiyle ilişkisini tamamen kopardı. Kutsalla bağı kopartılan insanın yüceltilmesi adına, ırkçı emperyalizmin sömürü aracı haline getirildi. Bir şekilde pornografinin kölesi yapılarak, Kur’an’ın deyimiyle; ‘Belhum Edall’/Hayvandan da daha aşağı/ dereceye düşürdü ve doyumsuz bir varlığa dönüşmesinin yolu açıldı.
Sinemada, sanatta, edebiyatta iş ve toplum hayatında cinsel objeye dönüştürdüler, kadını. Cinsel sapıklığın her türünü kadın üzerinde denedikten sonra şimdi de hemcinslerin birlikte olmasını meşrulaştırma çabası içindeler. Bu sapıklığı insanlığa cazip gösterme adına bütün iletişim araçlarını kullanıyorlar. İnsanlığın bir kısmı açlıktan ölürken, ırkçı emperyalistler, bu sapıklık için milyonları aktarıyorlar, Arkasından, dönüp insanlığa; insan sevgisinden, merhametten, tabiat sevgisinden insan haklarından söz ediyorlar.
Önceleri kadını cinsel obje haline getiren bu ırkçı emperyalist çevreler, dünya pazarlarında sermaye olarak kullandılar, kullanmaya devem ediyorlar. Basını izleyenler hatırlayacaktır; oniki onüç yaşlarındaki kız çocuklarını, uzak doğu ülkelerinden satın alarak batı pazarlarında sermaye yaptılar. Arkasından, kadın haklarından, insan haklarından yana olduklarını, yüzleri kızarmadan anlatmaya çalıştılar. Bu sapık çevreleri, yaptıkları ahlaksızlıklar durdurmadı. Son yıllarda da LGBT sapıklığını, özgürlük ve benzeri kılıflarla insanlığa yeniden pazarlamaya başladılar. Önceki yazımızda ifade edildiği gibi, bir kısım batılı ülkelerin aktardıkları fonlarla, bu sapıklığı sürdürmenin peşindeler.
Kadını köleleştiren bu çevreleri kesmemiş olmalı ki şimdide aynı sapıklığı sürdürmek için, kadınla kadının, erkekle erkeğin birlikte olmasını sıradan bir olay, cinsel bir ihtiyaç, modern ve çağdaş olmanın gereği, özgürlük ve insan hakları kılıfına sokuyorlar. Dahası aktardıkları fonlarla, bu sapıklığı sıradanlaştırıyorlar. Bu sıradanlaşmayı insanlara dayatırken, içerisini, hümanizma, insan hak ve özgürlükleriyle doldurdukları moderniteyle, kazdıkları kuyuya insanlığı atmaya çalışıyorlar.
Irkçı emperyalistler, bu sapıklığı insanlığa dayatırken; onlar için hiçbir kutsalın, dinin, inancın, ahlakın, değer yargılarının anlamının olmadığı ortada. Cemiyete yapılan bu sabotaj, kutsal olan her şeye yapıldığı anlamı taşıyor. Bu sapıklığın arkasında bulunan küresel eşcinsellik lobilerinin cemiyeti, cinsiyet düzleminde terörize ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Cinsel tercihlere saygı duyma palavrasıyla sapıklığa giden yolun taşlarını döşüyorlar.
Eşcinselliği sapıklık olarak gören İslam’a, bu çevreler tarafından ciddi saldırılar var. Bu sapıklığı savunanlar, sapıklığı yapmaları bir yana, asıl ürkütücü olan; İslam ve İslamî değerlere saldırıya dönüşmesidir. Çünkü bu sapıklıklarını karşısında tek engelin İslam olduğunu çok iyi biliyorlar.
Burada asıl ilginç ve tehlikeli olanı ise, içimizdeki ne idüğü belirsiz bir takım kişi ve kuruluşların bu küresel sapıklığın gönüllü köleleri olması. Bir asırdan fazla bir zamandan beri, işgal ordularının bile yapamadığı, yapamayacağı tahribatı yapmak için içimizdeki beyinsiz sapıkları kullanarak yapmaya çalışıyorlar.
Kuşkusuz Batı devletleri içinde de bu sapıklığa karşı çıkan insanların varlığını da biliyoruz. Ancak onların bu mücadelesine kaynaklık edecek dini ve kültürel desteklerin zayıflığı nedeniyle, bu sapıklığın önüne geçmeleri oldukça zor. Hıristiyanlığın ve onu temsil iddiasında bulunan Kilise çevrelerinin sessizliği de bundan olsa gerek.
Yahudiliğe gelince durum çok farklı. Özellikle; Rahmetli Erbakan’ın ‘Irkçı Emperyalistler’ diye sürekli vurguladığı Yahudiler, Siyonist Yahudilerdir. Bunlar için kendileri dışındaki insanların varlıkları, rahatsız edici olarak görülür. Özellikle Siyonistlerin çöreklendiği ülkelerin, LGBT sapkınlığını fonlaması, bu ahlaksızlığın arkasında hangi odakların olduğunu da ortaya koymaktadır. Yani bu sapkınlık, Siyonizm’in oyunu olduğu ayan beyan ortada. Çünkü; bu sapkınlık, Siyonizm’in nüfus meselesiyle yakından ilgili. Siyonistler, yine hahamlarının ifsad ettiği Tevrat’a göre, kendi kavimlerini üstün ırk olarak görüyorlar. Diğer insanlar ‘Goyim’dir. Tevratta 500 yerde geçen bu kelimenin anlamı, Yahudi lisanı olan İbranicede; ‘Yahudilere hizmet eden hayvan’ demektir. Tevrat’a göre Yahudiler seçilmiş kavimdir. Dünya üzerinde bulunan 14 milyon Yahudi’yi korumaları için kendi dışındaki insanların bu sapıklıklar yoluyla artmasının önüne geçme hayali kurmalarından kaynaklandığı tespiti var. Üremekle bunu sağlayamayacakları için, savaşı bir yol olarak görüyorlar. Aynı şekilde evliliği engellemek, aile yapısını çökertmek için her yolu mubah görüyorlar. Özellikle en önemli hedefleri Türkiye. Bu yüzden evliliği kötü, gayri meşru yaşamı, buna ilaveten cinsel sapkınlığı sürekli meşru gösterme ve özendirme çabalarının arkasında, bu küresel eşcinselciler olmasının nedeni budur. Ellerinde evliliği engellemek gibi birçok yol bulunuyor. Ahlaki çöküntü, evlilik yerine zinaya teşvik, boşanmayı çoğaltma, evliliği azaltma gibi argümanları var. Türkiye'de boşanmalar artarken, evlilikler azalıyor olmasını akılda tutmak gerekir.
İslam’ın, emir ve yasaklarıyla aile yapısını tahkim etmesi nedeniyle, bütün girişimlerine rağmen, Müslümanların aile yapısını çökertemediler. Bütün hırçınlıkları da buradan kaynaklanmaktadır.
Bununla beraber, bu sapıklığın arkasındaki küresel ırkçı emperyalizmin, sapkınlıklarını yaygınlaştırmak ve normalleştirmek için fon aktarmaları, sadece İslam aile yapısına değil bütün insanlığın aile yapısına yönelik bir tehdit olduğunu artık görmek gerekir. Bu tehditlere karşı çıkabilmek için, bir taraftan kendi aile yapımızı tahkim etmeye çalışmamız gerektiği gibi diğer taraftan da bu konuda duyarlı insanların, bu tehlike ve tehdite karşı durabilmek için harekete geçmesi, yeni oluşumlar karmaları gerekir.
Bu oluşumlarla, İslam aile yapısını korumak için yeni projeler geliştirilmesi, hemen herkesin görevi olması, bir zorunluluk haline gelmiştir.