Empati çoğu zaman başkalarının duygularını anlamak olarak tanımlanır. Ama gerçek empati, önce kendine dönebilme cesaretiyle başlar.
Gün içinde ne kadar dışa dönüğüz, farkında mısın?
Yetişmesi gereken işler, kurulması gereken ilişkiler, uyulması gereken beklentiler derken çoğu zaman kendimizi unutuyoruz. Oysa empati, dışarıya açılmadan önce içeriye dönmeyi gerektirir.
Kendi duygularına alan açtığında, başkalarının duygularına da daha açık hale gelirsin. Çünkü artık ne hissettiğini biliyorsundur. Bastırmak yerine kabul etmeyi, yargılamak yerine gözlemlemeyi öğrenmişsindir. İşte tam da bu noktada, empati bir çaba olmaktan çıkar, doğal bir varoluş şekline dönüşür.
Başkalarına gerçekten alan açmak istiyorsan, önce kendine yer aç. Bu bazen bir nefes molası, bazen iç sesini dinlediğin kısa bir yürüyüş, bazen de sadece duygularını isimlendirmek olabilir. Bu küçük ama etkili anlar, hem iç dünyanı netleştirir hem de ilişkilerini dönüştürür.
Unutma:
✨ Kendine yaklaşamayan, başkasına gerçek anlamda dokunamaz.
“Empati başkasına uzattığın bir el değil, önce kendine tuttuğun bir aynadır.”
Yorumlar