Sevgili okurlar, eskiden hatırlarsınız sadece TRT 1 kanalı vardı televizyon ekranlarında. Şimdi ise özel kanallar ve dijital platform ve sosyal medya mecraları var. Bundan 25 veya 30 sene önce ailece insanlar televizyon karşısına geçerdi ve bundan keyif alan bir toplum vardı. Günümüze dönersek şayet şimdi dizilerle birlikte freni patlayan kamyon gibi hızla ilerleyen ahlaki çöküş ve yozlaşma var. 

Televizyon, eskiden birleştirirdi aileleri. Şimdi ise aynı çatı altında birbirinden uzak, birbirine yabancı insanlar yaratan bir sessiz bozguna dönüştü. Özellikle Türkiye’de son yıllarda artan dizi ve film üretimi, eğlencenin ötesinde, derin bir toplumsal değişimin taşıyıcısı oldu. Ne yazık ki bu değişim, çoğunlukla olumlu yönde değil.

Dizilerde artık ne aile kalıyor ne ahlak… Sadakat aşağılanıyor, ihanet ödüllendiriliyor. Herkes bir başkasının arkasından iş çeviriyor. Para, güç ve şöhret; karakterin, emeğin ve dürüstlüğün önüne geçiyor. Tüm bunlar reyting uğruna masumlaştırılıyor, hatta özenilesi kılınıyor. Kolay para kazanma ve popülizm pompalanıyor. 

Genç bir nesil, artık sabırlı bir aşkı değil; hızlı ilişkileri seviyor. Aile büyüklerinin yerini entrikacı karakterler, öğretmenlerin yerini çıkarcı figürler, dostlukların yerini ise kullan-at ilişkiler alıyor.

Artık dizilerde ne evlilik kutsal, ne dostluk güvenilir. Sevgi yerine hırs, sadakat yerine entrika, saygı yerine kibir öne çıkarılıyor. Evlilik dışı ilişkiler olağanlaştırılıyor; mafya, dolandırıcılık ve şiddet ise güç sembolü gibi gösteriliyor.  Özellikle şiddet aşırı derecede gösteriliyor. Sürekli bir furya ön plana çıkıyor. Bir dönem ağa dizileri sarmıştı ekranları, şimdi ise mafya dizileri popüler. Tüm bunlar ile birlikte sosyal çürüme de hızla büyüyor. (RTÜK) Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun bu dizilere müdahale etmesi şart. Medya bir toplumu yönlendirir. Size ne verilir izletilirse siz onu alırsınız. Sosyal çürümeyi düzeltmek ise çok zor gibi duruyor. Biz şuan Güney Amerika ülkesi gibi bir ülke olduk. Herkes kolay para kazanma derdine düşmüş vaziyette. Umarım toplum ve yeni nesil gençlik daha fazla bozulmadan toparlanırız...