Kibirli insanlar, sosyal açıdan kendilerinin çok önemli ve vazgeçilmez olduklarını düşünürler. Yaptıkları herhangi bir işi, kendilerinden başka hiç kimsenin yapamayacağını; yaptıklarının bir daha yapılamayacak kadar muhteşem olduğunu, muazzam bir zenginliğe ve zekâya sahip olduklarını varsayarlar. Sürekli başkaları tarafından hayranlık duyulmasını, yüceltilmeyi ve onore edilmeyi isterler. Çünkü kaliteli, hatta eşsiz olduklarına inanırlar. Duymak istedikleri her şeyi abartılı bir şekilde dile getirirler. Olan biteni ise çoğu zaman başka bir kisve altında yapma eğilimi gösterirler.
Kibir; orijinal görünme korkusudur. Bu nedenle gurur eksikliğidir. Fakat yine de özgürlük eksikliği değildir. (Friedrich Nietzsche)
Bu tip insanlar, çevresinde bulunanları sinir eden bir insan modelidir. Gönlünce her şeyden bahseder, sinir katsayınızı oldukça yükseltirler. Hep kendini seven, kendini tepelerde gören bir yapıyla yaşamak ya da onunla ortak bir şeyler paylaşmak, normal bir insanın kolayca katlanabileceği bir durum değildir. Çünkü bu tip insanlara uzun süre dayanabilecek kişi sayısı oldukça azdır.
Hayatın bizlere öğrettiklerini hiçbir okulda öğrenemez, hiçbir yüksek tahsilde bulamayız. Her kötü olay, her kötü arkadaş bir tecrübedir bizler için. İnsanoğlu hata yapmaya meyilli bir varlıktır. Elbette hatalarımız da olacak, kusurlarımız da. Önemli olan, bu hatalarımızdan ya da çevremizdeki egosu tavan yapmış, burnu Kaf Dağı’nda olan insanlardan aldığımız dersleri unutmamaktır. Aynı hataya bir daha düşmemektir.
Egosu tavan yapmış insanlarla karşılaşmamanız dileğiyle… Kalın sağlıcakla.
Yorumlar