Hayatın en garip tezatlarından biri, yükseldikçe artan fısıltılardır. Adımlarınız sağlamlaştıkça, ayak seslerinizin yerini dedikodular alır. Sanki başarı, bazılarının diline takılan bir çalı gibidir; ilerledikçe sizi çekiştirirler.
İnsanlar, ulaşamadıkları yükseklikleri küçümseme eğilimindedir. Siz ilerlerken, geride kalanların bakışları ağırlaşır. Bu, çoğu zaman bir kıskançlık değil, kendi durgunluklarının yarattığı rahatsızlıktır. Dedikodu, tembel zihinlerin başarıya karşı savunma mekanizmasıdır.
Gerçekten değerli bir iş yapıyorsanız, mutlaka eleştirileceksiniz. Ancak unutmayın: İnsanlar, ancak ulaşamadıkları şeyleri yermeye zaman ayırır. Arkadan konuşanlar, aslında kendi eksikliklerini örtbas etmeye çalışır. Siz hedeflerinize odaklanırken, onlar sadece geçmişinizle uğraşır.
Tarih, arkasından konuşulan ama yolundan dönmeyenlerin hikâyeleriyle doludur. Büyük düşünürler, sanatçılar ve liderler, dönemlerinin dedikodularını susturacak kadar ilerlemişlerdir. Önemli olan, söylenenler değil, sizin ne yaptığınızdır.
Başarı, gereksiz gürültüye kulak vermez. Eğer sizi arkadan konuşuyorlarsa, en azından önlerinden geçmişsiniz demektir. Dedikodu, gerçeklerin gölgesinde kıvrananların son çaresidir. Siz ilerlemeye devam edin; konuşanlar, nefesleri tükenene kadar arkanızda kalacak.
Hayat, sürekli ilerleyenlerin oyunudur. Büyük insanlar hakkında konuşulur, küçük insanlar ise konuşur. Yolunuz açık, hedefiniz net olsun. Unutmayın: Yükseldikçe, aşağıdakilerin sesleri uzaklaşır.
Yorumlar