Kaç kimlik saklıdır bir benlikte, kaç ruh saklıdır bir bedende. Beden mi değişir yoksa değişen ben midir? Çok katmanlı kimliklerin filizlendiği cevherde mi devinir gerçeklik sandığımız yanılgılar?
Her yeni katman, kendimize dair gerçeği ve kabullenişi de getirir. Ama esas olan, katmanlar arasındaki sükûnet anlarında sekineti hissetmektir zannımca. Benliğimizi filizlendiren öze vefadır bu aynı zamanda.
Sadece ruhsal ve bilişsel anlamda değil biyolojik ve fiziksel anlamda da bir yolculuktur bu. Değişimin temelinde kimyasalların belirleyiciliğinin yanı sıra içindeki o küçücük parçanın “Beni unutma!” hırçınlıkları da cabası.
Kronolojik zamana galebe çalmak mümkün olmasa da zamandan münezzeh özün varlık sebebine odaklanmak, iyi gelir geçiş ve dönüşüm anlarının sancısına.
…. ve her metamorfoz yeni bir başlangıcı müjdeler esasında.
Yorumlar