Viyanalı Filozof Ludvig Wittgenstein’in bu sözü bir gerçeği işaret eder: Dilimiz çevresel nesnelerin zihinsel imgelere dönüşme sürecinde dekoder vazifesi görür. Duyusal uyaranlar tarafından alınan verileri algılama sürecindeki zihinsel deneyimlere ait farkındalıkları ifade etme biçimimiz yaşama yönelttiğimiz perspektifimizi genişletir. 

Dili fakir olan birinin duyusu ve duygusu da fakirleşir ve böylesi birinden konuları faklı bakış açılarıyla ele alması, soyut ve somut arasındaki etkileşimi çözümlemesi, deneyim çeşitliliğine vakıf olması, olasılıklardan seçme ve sorun çözme yeteneği vs. beklenemez. Hâl böyle olunca önce çevresine, sonra da kendine yabancılaşır.

İfade biçimlerinin eksikliğinden kaynaklı kendine yabancılaşmanın bir diğer nedeni beden dilinin, ostensif anahtarların veya prozodinin yerini emojilerin alması sonucu somatik yani bedensel tepkilerin körelmesidir. 

Konuşmada beden dilinin %60, ses tonunun %30, kelimelerin %10, oranında etkili olduğuna dair araştırmalar gösteriyor ki “söze somatik kıyafet giydirmeden kelimeler kifayetsizdir.” 

İletişimi “minimal” boyuta indirgeyerek içselleştirilmeyen yüzeysel duygu bağımlılığına sürüklenen insanlar, “Ayyy cınımm ışıklar içinde uyusun, sabırlar diliyorum” şeklindeki taziye mesajına ağlayan surat emojisi koyup, ardından global marka kahvesinden bir yudum aldıktan sonra selfie yapıp sosyal medyada “Her şeye rağmen hayat devam ediyor!” postunu paylaşacak kadar apatizimle boy gösterir. 

Son yıllarda artan “cnm nbr (canım ne haber), sa-as (selamun aleyküm- aleyküm selam), mrb (merhaba), inş (inşallah), sn svyrm (seni seviyorum)” gibi ne idüğü belirsiz kısaltmalar iletişimi anlamsızlığın içine hapseder. 

Özellikle sa-as kısaltması tam anlamıyla oksimoron bir inancın gölgesidir. Allah’ın dinini yaşadığı iddiasındaki insan Allah’ın selamını vermekten aciz. İnş” dediği dileğinin kabul olmasını uman insan; “Avucunu yalar ya da anlayacağı şekliyle avcn ylr.” 

Sevgilisine “sn svyrm” diye mesaj atan birinin sevgisi de yüzeyseldir; içtenlik, derinlik, samimiyet barındırmaz… 

… ve de anlamsız kelimelerle anlamlı ilişkiler kurulamaz.