Burkay, Marmara ve İç Anadolu Sanayici İş Adamları Dernekleri Federasyonu (MARSİFED) tarafından düzenlenen, “Yeşil Sanayi Yeşil OSB Zirvesi”nde önemli açıklamalarda bulundu. Avrupa Birliği’nin açıklamış olduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı ile dünyada yeni bir paradigma oluştuğuna dikkat çeken Burkay, Bursa’nın da, ekonomideki bu yeni paradigmaya uyum sağlamaya çalışan, bu süreci yakından takip eden en önemli üretim merkezlerinden biri konumunda olduğunu kaydetti. “Yeşil sanayi yeşil OSB için planlama olmazsa olmaz” diyen Burkay, Stratejisi ve planlaması olmayan bırakın şehirlerin, bireyler bile hayatta yolunu bulmaktan aciz duruma düşeceğini kaydeti.
Her coğrafyanın güçlü olduğu alanlar bulunduğunu, şehirleri ayakta tutan 3 temel dinamik olduğunu ifade eden Burkay, “Coğrafi zenginlikler, tarihi kültürel mirası ve yerel kabiliyetleri yani girişimcileri. Bursa, Osmanlı’ya başkentlik yapmış, tarihte İpek Yolu ile başlayan dünya ticaretinin merkezi olmuş bir kent. Günümüzde sanayi başkenti, Türkiye ihracatında ilk 3’te, ekonomik göstergelerin tamamında ilk 5’te yer alan bir kent. Peki bunu sağlayanlar kimler? Bunu sağlayanlar şehirde yaşayan yerel kabiliyetler yani modern tabirle girişimciler” değerlendirmesinde bulundu.
İbrahim Burkay, Türkiye’nin, Kore Savaşı sonrası bir dönüşüm sürecine girdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD, ‘Marshall planı ile Türkiye’de bir eser ortaya çıkaralım, bunu da sanayi ile yapalım’ dedi. Türkiye’de 5 ili incelediler ve Bursa’da karar kıldılar. Bursa’nın tamamı bilir Yalakçayır diye tabir edilen alanda 1961 yılında Bursa OSB kuruldu. Ne büyük akıl değil mi? Peki OSB anlamı nedir? Organize olmak. Yatırım alanlarını tespit edersiniz. Bunun 300 sayfayı geçen şartları var. Kesinlikle tarım arazisi, ormanlık alan, zeytinlik olamaz. Toplam yüzölçümü içerisinde tanımlanmamış, niteliksiz alanlarda OSB yerleri seçebilirsiniz. Ardından buralara altyapı yatırımları yaparsınız. Fiber optik altyapıdan arıtma ve geri dönüşüm tesislerine kadar imkanları sanayicinin hizmetine sunarsınız. Bunun adı OSB’dir.
BURSA BİR SANAYİ KENTİ
Peki Bursa’da kaç OSB var? Bursa’da iki tane OSB var. Bursa sanayi şehri, 17 OSB var diyoruz ama bu coğrafyada 1960 yılında mevcut olan akıl ancak 60 yıl sonra 2017’de yeniden geldi bu coğrafyaya. Bursa’nın ikinci OSB’si TEKNOSAB’dır. NOSAB ve DOSAB’ın stantlarını gezdik programdan önce. Bu iki OSB de belde belediyelerinin sanayi imarı verdikleri yerler. Bir yatırımın temel ihtiyacı olan şeyler yol ve enerji. TEKNOSAB’da ciddi altyapı yatırımı yaptık. Bugün İngiliz yatırımcıları burada ağırladık. AB’de Almanya, Fransa ve son dönemde öne çıkan Macaristan dahil hiçbir üretim merkezinde TEKNOSAB’da gördükleri teknolojik altyapı yatırımlarını görmediklerini ifade ettiler. TEKNOSAB sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin gurur yatırımı. Peki ne oldu da 60 yıl boyunca Bursa bir OSB hayata geçiremedi? Burası bir sanayi kenti.
BİN 7 ULUSLARARASI SERMAYELİ ŞİRKET
Şu anda yeşil dönüşüme en yakın kent Bursa sanayisi. Bursa’da 1.700 uluslararası sermayeli şirket var. Toplamda 9 bine yakın ihracatçı firma var. Dünyanın herhangi bir yerine ihracat yapmak istediğinizde ki Bursa’da ihracatımızın yüzde 40’tan fazlasını AB’ye yapıyoruz. Yeşil dönüşümü başlatan AB. Dolayısıyla bizim pazarlarımız bu dönüşümü mecbur kılıyor. Bu dönüşüme öncülük eden AB’deki büyük şirketlerin tamamı bizim iş ortaklarımız. Bursa’daki gerçek anlamda OSB içinde üretim yapan firmalara yeşil dönüşüm ve karbon ayak izi konusunda uygulanan hiçbir regülasyon yok. Yani hiçbir kanun arıttığınız suyun ne kadarını geri kazandınız diye bize sormuyor. Ancak şu anda çalıştığımız tüm şirketler bize bunu soruyor. Endüstriyel atıklarını geri kazanmazsan puanın düşüyor. Fiyatlamada alt liglere iniyorsunuz. Türkiye ihracatında büyük paya sahip bir şehir olan Bursa yeşil dönüşüme en hazır yatırımcı kitlesine sahip.
SANAYİNİN YÜZDE 50’Sİ PLANSIZ ALANLARDA
Bizim 2013’ten beri dillendirdiğimiz, hepimizin şikayet ettiği konu şu; Türkiye’nin gayri safi milli hasılasında ihracat yüzde 17 paya sahip. Bursa’da bu oran yüzde 30’un üzerinde, geri kalan yüzde 70 iç piyasa. Burada özellikle dünya ile entegre olamamış, dünya pazarları ile ilişkilerini güçlendirememiş, buralara mal satamayan firmalarımız var. Diğer taraftan Bursa’da toplam sanayinin yüzde 50’si plansız alanlarda. Arabayatağı, Eski Garaj, Vişne Caddesi’ne gidin apartman altında üretim tesisleri olduğunu göreceksiniz. Buralara hangi yeşil üretim, hangi yeşil sanayiden bahsedeceksiniz? Kentsel yerleşimin olduğu yerde siz üretime geçtiğinizde farklı kimyasalların arıtma prosesine girdiği bir süreç başlar. Şehir içinde bir kataforez tesisi olduğunu, bunun arıtma tesislerine vereceği zararı düşünün.
HATALAR DERS ALMAK İÇİNDİR
Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz. Bursa’da son yapılan planlama üzerinden 20 yılı aşkın süre geçti. 1998 yılında yapıldı. Bu plansız alanların mutlaka planlı alanlara çıkarılması lazım, bu kadar net. Yalnızca sanayici bunu istemiyor, kent bunu istiyor, bu şehir bunu istiyor. Bu şehri yaşanmaz kılan 3 temel unsur söyleyin desek, birinci sıraya herkes trafiği koyar. İkinci sırada hava kirliliği, üç ise çevresel faktörler. Planlamanın olmadığı yerde bu 3 ana problemi çözmeniz mümkün değil. Geçmişte yapılan hataları bugün ve gelecek için referans alırsanız, yarınınızı şekillendiremezsiniz. Hatalar ders almak içindir. Bu şehir 60 yıl sonra ikinci OSB’yi yapıyorsa bu şehrin çok acil şekilde şehir içinde plansız alanlarını gerçek anlamda organize olmuş bölgelere taşıması elzemdir. Bunu bu şehrin bütün aydınları dile getirmek zorunda. Getirmiyorlarsa büyük vebal altındalar.
BURSA’NIN KİLOGRAM BAŞI İHRACAT DEĞERİ 4 DOLAR
Burada kastedilen sanayiyi büyütmek değil, sanayiyi organize hale getirmek. Ne demek bu? Rekabetçiliğini artırmak. Türkiye’nin kilogram başına ihracat değeri 1.47 dolar. Bursa’da ise bu rakam 4 dolar. Özellikle perakende işi yapıyorsanız bulunduğunuz fiziki alanın metrekare cirosunu hesaplarsınız. Çalışanlarınızın kişi başı cirosu, katma değeri ve karını hesaplarsınız. Verimlilik buradan çıkar, bunlar önemli parametrelerdir. Bunu bir şehir için düşündüğünüzde, planlama yaparken yüksek teknolojiye dayalı üretimi göz ardı ederseniz coğrafyadan silinirsiniz. Bursa, 2008’den bu yana ihracatta ikinci kentti. 2015 yılından bu yana her platformda söylüyoruz. İlk 10’un dışına çıkacağız, bu tehlike var. Sebebi, ölçek ekonomisine geçişi sağlayacak bir planlama yok. Bunu çok acil yapmak lazım. İşte Kocaeli’ye geçildik, 3. olduk. Yarın 4 olacağız, 5 olacağız, 6 olacağız. İlk 10’dan çıktıktan sonra bu şehri yönetecekler nerede hata yapıldı diye soracaklar. 14. Yüzyıldan bu yana dünya ticaretinin merkezi olan bir kent nerede hata yaptı da bu hale geldi diyecekler. Tarım arazilerine belediyenin ihtiyacını karşılamak için sanayi yatırımı yapılmasını müsaade edenlerin, ikinci OSB’sini kurmak için 60 yıl boyunca bekleyenlerin, bu coğrafyada yaşayanların kabahati yok mu burada?
KURALI BİZ KOYALIM
Günümüzde başarı kriteri “en iyi kim uyum sağlayacak” oldu. Neden uyum sağlıyoruz, kuralı biz koyalım. Ancak bunun için teknolojiye sahip olmanız lazım çünkü kuralı koyanlar teknolojiye sahip olanlar. Bursa iş dünyası olarak bütün yapmak istediğimiz bu. GUHEM’i bu anlayışla yaptık. Bu ülkede yaşayan çocukların hayal gücü zenginleşsin diye, Amerikalı, Fransız, Kanadalı’nın içine girdikleri ekosisteme bizim çocuklarımız da girebilsin diye GUHEM’i açtık. Dünyada ilk 5’te yer alan bir merkez. Uludağ’da iş dünyamız için BBS’i kurduk. Dünyada bu kadar hızlı bir değişim varken yöneticilerin de bilgilerini upgrade etmesi gerekiyor. Bizim atmış olduğumuz her adım, yapmış olduğumuz her yatırım sadece Bursa’nın değil bu ülkenin geleceğini şekillendirmek için yaptığımız hamleler.
BU KENTİN ANAYASASI HAZIRLANMALI
Bu toplantıdan benim beklentim planlama. 1/100 binlik çevre düzeni planı olmazsa olmazımız. Bu kentin anayasası hazırlanmalı. Bir kentin nereye gideceğini tarif etmediğiniz zaman kentliyi suçlayamazsınız. İkincisi mutlaka şehir içindeki plansız alanların OSB’lere deplase edilmesi sağlanmalı. Kentsel dönüşüm sadece konutla yapılmaz. Kentsel dönüşüm sanayinin dönüşümü, ticaretin dönüşümünü de kapsar. Bursa’da otoban çevresinde 4 tane organize ticaret bölgesi yaptığınızı düşünün. Sadece 3 milyon Bursalı değil Marmara Havzası’ndaki tüm tüketiciler buraya akar. İşte ekonomi böyle büyür. Makro düzeyde bu planlamayı yapmanız gerekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’i BTSO’da ağırladık. Yaklaşımı iş dünyası olarak bizleri umutlandırdı. İrade gerekiyor. Her aşamada doğru paydaşlarla istişare ederek, ardından yol haritasını hazırlayıp risk alacak iradeye ihtiyacımız var. İnşallah planlama hazırlanacak ve bu planlama ile şehrin kronik sorunlarını çözecek adımlar da bu süreçte atılacak. Makro düzeyde bir strateji ve planlama hayata geçmeli. Dünya sizi beklemez. Planlama yapmıyorsanız, planlama yapanlar ekonomiden payını alıyor. Bu değeri doğru bir şekilde kentlilere aktarabilmek çok önemli. Bu kenti yaşanabilir kılmanın yolu ancak planlamadan geçiyor."